ŞİRİNYER'İN SAKLI TARİHİ: AMERİKAN KOLEJİ

Bugün Buca'nın Şirinyer semtine gittiğinizde sizi karşılayacak olan apartmanlar, trafik ve düzensiz sokaklardır. Uzun yıllardır Şirinyer'de oturan insanlar bile kendilerine gezilebilecek tarihi yerleri sorduğunuzda muhtemelen size Şirinyer İstasyonu'ndan ve su kemerlerinden başka bir şey söyleyemeyecektir. Oysa ki orada yaşayan çoğu insanın bile haberinin olmadığı gizli bir tarih yatmaktadır Şirinyer'de: halk tabiriyle eski Amerikan Koleji, ya da resmi ismiyle Uluslararası Kolej...

İzmir'in cenneti

Buca Ovası, yüzyıllardan beri İzmirlilerin mesire yerlerinden birisi olmuştur. Verimli toprakları, bol su kaynakları, alabildiğine uzanan çayırları ve enfes havası ile İzmirliler bu bölgeyi sayfiye amacıyla kullanmıştır. Bunun yanında tarihin çeşitli dönemlerinde; salgın, deprem ve yangınlarda Buca Ovası'nın İzmirlileri kucakladığı çeşitli kaynaklarda belirtilmekte.

Şirinyer ya da eski adıyla Kızılçullu da Buca Ovası'nın batısında, Aya Anna Vadisi'nin doğu yakasına kadar uzanan sulak bir bölgede bulunan ve eskiden beri pek çok gezginin dikkatini çekmiş bir bölgeydi. Bölgenin cennetvari görünüşü dolayısıyla gayrimüslim halk da buraya kendi dillerinde ''cennet'' (Yunanca: Paradiso, İngilizce: Paradise) ismini vermişti. Aslında 20. yüzyıla kadar burada çok büyük bir yerleşim bulunmamaktaydı. Çoğunlukla Rumlara ve daha az sayıda da Amerikalı, Avrupa kökenli ve Türk ailelere ait bazı araziler ve az sayıda mesken mevcuttu. Osmanağa ve Vezirağa ismi verilen iki büyük su kaynağı, Aydın-İzmir Demiryolu'nun hemen doğusunda kalan iki farklı bölgeden çıkar ve su kemerleri ile toprak borular yoluyla İzmir şehrine hayat verirlerdi. Bunun dışında bir de Aydın-İzmir demiryolunun en eski istasyonlarından olan Kızılçullu istasyonu vardı. İzmirliler bu istasyonda iner ve ya su kemerlerine mesire yapmaya ya da eğer Ortodoks iseler İlyas Peygamber türbesini ziyaret etmeye giderlerdi. Tüm Kızılçullu buradan ibaretti! Kızılçullu'nun bakir ovası, 1912 senesine kadar bozulmadan böyle kalmıştır. 1912'den itibaren ise günümüzde halen mirası süregelen önemli bir plan hayata geçirilecektir.


Amerikan Misyoner Okulu

1810 yılında ABD'de Protestan bir misyoner örgütü olarak kurulan American Board, 1820 yılından itibaren dünyanın pek çok yerinde olduğu gibi İzmir'de de çalışmalarına başlar. Elbette Hıristiyan çoğunluğa sahip İzmir, kendi faaliyetlerini gerçekleştirmek için uygun bir yerdir. American Board uzun yıllar çeşitli alanlarda İzmir'de faaliyet gösterdikten sonra, 1879 yılında İzmir'de kız ve erkek okullarını faaliyete geçirmiştir. Sonraki yıllarda Alexander Maclachlan'ın öncülüğünde, İzmir'de Rum öğrencilere iyi eğitim verecek bir kurum olmadığı farkedilmiş ve bu açıktan yararlanılarak, 1891 yılında Uluslararası Kolej'in temelini oluşturan Amerikan Erkek Lisesi resmen faaliyete geçmiştir. Bu okul, 1903 senesinde de resmen Uluslararası Kolej adını almıştır.

Uluslararası Koleji verdiği kaliteli eğitim ile sonraki yıllarda öğrenci sayısını hızla arttırmış ve öyle bir noktaya gelmiştir ki, mevcut binalar öğrencilere yetmez hale gelmiştir. Bunun üzerinde American Board, İzmir'de yeni bir yer arayışına girmiştir. Bunun için de sonunda Kızılçullu'da karar kılınmıştır. Alexander Maclachlan anılarında neden Kızılçullu'nun seçildiğini şöyle anlatmaktadır: ''Kampüs için Paradise bölgesini seçmemizin nedenlerinden birisi tarıma elverişli bir bölge olmasıydı... Kampüsümüzün kuzey sınırını oluşturan ve kaynaktan gelen verimli bir su yolu vardı ve arazinin ortasından batı sınırımızı oluşturan vadiye doğru gitmekteydi. Bir kısmı iki bin yıldan uzun süredir antik bir Roma su kemeri aracılığıyla vadiden geçiyor ve halen İzmir'in su ihtiyacını karşılıyordu. Büyük oranda tarıma ayrılmış bir bölgede, teoride ve pratikte tarımsal aktiviteler yapabileceğimiz özellikle avantajlı bir bölgedeydik.''


Uluslararası Kolej (1913-1934)

8 Mayıs 1912'de Kızılçullu'daki kampüsün inşaatına başlanmıştır. 25 Ekim 1913'te ise kampüste dersler resmen başlamıştır. Bu dönemde öğrenciler yoğunluklu olarak Rum ve Ermenilerden oluşmaktadır. Türk, Musevi ve Avrupa kökenli öğrenciler de bulunmaktadır. Bu durum 1922'ye kadar da böyle devam edecektir.

Birinci Dünya Savaşı'nın çıkmasıyla beraber Amerikan Koleji de (Uluslararası Kolej) maddi olarak sıkıntıya düşer ancak zorluklara rağmen eğitime devam ederler. Kolejin bazı öğrencileri askere alınır ve öğrenci sayısında azalma olur. Kolejin bir süre dış dünyayla bağlantısı bile kesilir. Bunun nedeni ise İzmir'in İtilaf güçleri tarafından denizden ablukaya alınmasıdır. Ayrıca kolejin hemen güneyindeki hipodromun havaalanı olarak kullanılması ve demiryolu hattının kolejin yakınında yer alması dolayısıyla bölgede hava saldırıları gerçekleşmiş ve kolej yakınına da zaman zaman bombalar düşmüş, kolej çalışanları zor zamanlar geçirmiştir. Bunun yanında savaş dolayısıyla yiyecek kıtlığı çeken yerel halka da gıda yardımı yapılmıştır. Savaşın sonlarına doğru savaş esirleri buraya getirilmiş ve 1918'in sonbaharında 2,000'den fazla savaş esiri burada kalmıştır.

1919 yılında Yunan Ordusu'nun İzmir'i işgal etmesiyle beraber kolej yönetimi, eğitim müfredatını Yunan İdaresi'nin isteğine göre düzenlemek zorunda bırakılmıştır. Yine işgal döneminin 1921 senesinde kolejin batısındaki ''Boskoviç arazisi'' satın alınarak burası kolejin batı çiftliği olarak kullanılmaya başlanmıştır. Türk Bağımsızlık Savaşı'nın sonlarına tekabül eden 1922 senesinin Eylül ayında kolej kritik bir öneme sahip olmuştur. 10 Eylül'de kolejin batısında Türk ve Yunan birlikleri arasında bir çatışma olmuş, yine aynı günlerde pek çok Ermeni ve Rum can korkusuyla koleje sığınmıştır.

İzmir'de yönetimin yeniden Türklere geçmesi sonrasında kolej, müfredatını bu sefer de yeni Türk Hükümeti'nin isteklerine uydurmak durumunda kalmıştır. Ocak 1923'te derslere yeniden başlanmıştır. Artık kolejde hemen hemen hiç gayrimüslim öğrenci kalmamıştır. Öğrencilerin çoğu Türkler'den oluşmaktadır. Bu dönemde kolejin Türk Hükümeti ile büyük bir gerginlik yaşamadığı ve yeni hükümetin koleje büyük bir sorun çıkarmadığı görülmektedir. Kolejin eğitim kadrosu da büyük oranda korunmuştur. Ancak sonraki yıllarda Türkiye'deki Kemalist hükümetin milliyetçi havası okulun içerisindeki öğrencileri de etkilemeye başlamıştır. Okul yönetimi ile öğrenciler arasında bazı sürtüşmeler meydana gelmiş, bazı öğrenciler isteklerinin yerine getirilmemesi durumunda okulu terk edeceklerini ifade etmişlerdir. Bunun yanı sıra, dönemin gazetelerinde de pek çok kez okul hedef alınmış ve okulun yabancı bir yönetimde olmasından duyulan hoşnutsuzluk ifade edilmiştir. Tüm bu gelişmelerin üzerine, okul yönetimi son olarak Ankara'daki yöneticilerle görüşmüş ve ikna edici bir güvence alınamaması üzerine, 1934 yılında Türkiye'deki faaliyetlerini sonlandırma kararı alarak Lübnan'ın başkenti Beyrut'a taşınmıştır. Günümüzde de faaliyetlerine Beyrut'ta devam etmektedirler.


Kızılçullu Köy Enstitüsü (1937-1952)

Kolej döneminde yurtdışından getirilen bir çok yeni alet ile kolejde modern tarım yapılmaktaydı. O güne kadar Türkiye'de görülmemiş olan bu yeni yöntemler ve kolejin tarım konusundaki çalışmaları Türk Hükümeti'ne de ilham vermişti. 1937 yılının Ocak ayında kolej kampüsü satın alındı ve tarım ağırlıklı uygulamalı bir okul açılması fikri işletildi. 1937 yılında açılan Kızılçullu Köy Enstitüsü diğer köy enstitülerine de öncü oldu. Okul 1952 yılına kadar da eğitim-öğretime devam etti. 18 Şubat 1952 tarihinde Türkiye NATO'ya üye oldu. Kızılçullu'daki bu kampüsün de NATO'ya ait uygun bir merkez olacağı düşünülmüştü. ABD ve SSCB arasında en sert dönemlerden geçiliyordu ve SSCB lideri Josef Stalin Türkiye'nin kuzeydoğusundan bazı bölgeleri ilhak etmek istemekteydi. Kaybedecek zaman yoktu ve hızlı bir şekilde, 1952 yılında kampüs NATO'ya devredildi. Böylece 18 sene sonra kampüs arazisi yine ABD'nin merkezinde olduğu yeni bir kuruluşa geçmiş oldu.


NATO Karargahı (1952-Günümüz)

1952 senesinin Eylül ayında tüm hazırlıklar sonlandırıldı ve eski Amerikan Koleji Kampüsü, Güneydoğu Müttefik Kara Kuvvetleri Komutanlığı ismiyle NATO tarafından faaliyete geçirildi. 1952 ile 1954 yılları arasında sadece Türk, Yunan ve Amerikalı askerler bulunmaktaydı. Sonrasında diğer üye ülkelerin askerleri de burada görev yapmaya başladı. 30 Haziran 1978'de karargahın idaresi Türklere verildi. 1999'da karargahın yeni ismi Güneydoğu Avrupa Müşterek Komutanlığı oldu. Böylece artık sadece kara değil, hava ve denizciler de burada görev yapabilecekti. 2004 senesinde NATO Güney Avrupa Hava Unsur Komutanlığı'na dönüştü. 2012 senesinde yeniden Kara Kuvvetleri Komutanlığı'na dönüştürüldü. Günümüzde faaliyetlerine devam etmekte.


Şirinyer'de Saklı Bir Tarih:

Eski Amerikan Koleji binalarının pek çoğu günümüzde halen durmakta. Ancak maalesef karargah içerisinde kaldığı için ve giriş-çıkış serbestliği olmadığından dolayı bunları görme şansı yok. Şimdi günümüze kadar gelebilmiş tarihi binalara bakalım:

- Maclachlan Binası -


Amerikan Koleji'nin ana binasıdır. İsmini Amerikan Koleji'nin (Uluslararası Kolej) kurucusu ve 1891 ile 1926 yılları arasında müdürlüğünü yapmış Alexander Maclachlan'dan almaktadır. Yapımına Mayıs 1912'de başlanmıştır. Haziran 1913'te bitirilmiştir. Kampüsün doğusunda bulunmaktadır. 55 metre uzunluğunda, 21,5 metre genişliğindedir. Ortasında bir adet saat kulesi bulunmaktadır. Saat ve parçalar Almanya'dan getirtilmiştir. Geçmişte yönetim ofisleri, kütüphane, yemekhane ve bazı yatakhaneler, müze ve laboratuvar burada yer almaktaydı.  Binanın taşı diğer tarihi binalarda olduğu gibi beyaz Seydiköy taşıdır. O günün şartlarına göre çok ileride düzeyde olan buharlı ısıtma tesisatı ile bina ısıtılıyordu.

- Jimnastikhane -

Ana binanın biraz kuzeybatısındadır. 36,5 metre uzunluğa ve 18 metre genişliğe sahiptir. Yapıldığı dönemde Türkiye'nin en büyük spor salonuydu. 1913 yılının yazında yapımı tamamlanmıştır. Binanın alt katında akümülatörlü, dinamo dairesi ve teknisyen odasından oluşan bir kısım vardı ve bu kısım sayesinde kampüsün tüm elektriği sağlanmaktaydı. Ayrıca motor dairesindeki üç beygirlik santrifüj pompası sayesinde, ana binanın en üst katındaki su tankına su pompalanıyor ve burada biriken su, kampüs içindeki tüm binalara dağıtılıyordu. Pek çok spor aleti alınmış ve Amerika'dan çelik dolaplar getirtilmişti. Ayrıca izci odası, baskı atölyesi ve marangozhane de burada yer almaktaydı.

- Konferans Salonu -

Ana binanın biraz güneybatısında yer almaktadır. 30 metre uzunluğa ve 15 metre genişliğe sahiptir. 1913 yılının Aralık ayında binanın yapımı tamamlanmıştır. İlk katında toplam 400-450 kişi kapasiteli üç salon bulunmaktaydı. İkinci katta ise 700-750 kişilik büyük bir konferans salonu vardı. Bina, bodrumundaki buharlı ısıtma tesisatıyla ısınıyordu. Bina içerisinde bir tane şapel bulunmaktaydı. Ana binadaki kolej kütüphanesi de 1929 yılında bu binanın ilk katına taşınmıştır.

- Öğretmen Evleri -

Kampüsün batısında yer almaktadır. Temeli 14 Nisan 1913'te atılmıştır. İki katlılardır. İkişer olarak birbirine bitişik şekilde olmak üzere toplam üç yapı ve altı evden meydana gelmektedirler.

- Kenarden Kulübesi -

Ana binanın hemen kuzeyindedir. Amerikan Koleji başkanının evidir. Kolejin yapımına büyük katkıları olan Kennedy ailesinin ABD'deki ''Kenarden'' ismindeki yazlıklarına istinaden bu isimle adlandırılmıştır. Maclachlan ailesi buraya 9 Mayıs 1913'te taşınmış ve Türkiye'den ayrıldıkları 1926 senesine kadar burada ikamet etmişlerdir.

- Schauffler Evi -

Kampüsün batı giriş kapısının yanında bulunmaktadır. Amerikan Koleji'nin yapımına büyük katkıları olan New Yorklu F. A. Schauffler'in anısına bu isimle adlandırılmıştır. Kolejin bazı öğretim üyeleri ve aileler bu evde kalmaktaydı.

- Revir -

Ana binanın güneyindedir. İçerisinde birer tane salon, mutfak, hemşire için daire ve ayrıca hastaların iyileşmelerini sağlamak için bölümler ve yedi yataklı iki hasta koğuşu bulunmaktaydı. Eski İzmir Belediye Başkanı ve Sağlık Bakanı Behçet Uz da 1930'ların başında burada çalışmıştır.

- Gözlem Evi -

Kampüsün batı giriş kapısının yanında, Schauffler Evi'nin hemen güneyinde yer almaktadır. Kolej teleskopu için inşa edilmiştir. Okuldaki öğrenciler tarafından astronomik gözlemler için kullanılmıştır.

- Çamaşırhane -

Jimnastikhanenin hemen kuzeybatısında yer almaktadır. İlerleyen dönemlerde yapılan bir binadır.

- Hizmetli Konutu

Kampüsün güneydoğu köşesinde yer alan küçük bir binadır.

Bölge'nin Geleceği

Şirinyer'in günümüzde kalabalık bir bölge haline gelmesi dolayısıyla, gelecek zamanlarda NATO Karargahı'nın buradan taşınması söz konusu olabilir. Elbette bu sadece bir tahminden ibarettir. Kuşkusuz Buca'da halka açılıp yerine bir park yapılması istenen iki yerden biri Buca Cezaevi ise öteki de NATO Karargahı'dır. Günümüzde Buca'nın en çok ihtiyacı olan şey açık alanlar ve yeşilliktir. Kim bilir, bir gün belki de bu bölge parka dönüştürülür ve içerisindeki tarihi binalar da muhafaza edilerek güzel bir rekreasyon alanı ortaya çıkar. Belki bir gün parkın giriş tabelasına da ''Kızılçullu Köy Enstitüsü Hatıra Parkı'' yazısı asılır. Bunu zaman gösterecek. Böyle olacağını umalım ve yazımızı sonlandıralım.

 


- Ek Haritalar -




Bu yazı atalarimizintopraklari.com tarafından oluşturulmuştur. Tüm hakları saklıdır. Bu yazının tamamı ya da bir kısmı kitap, dergi ve gazetelerde kaynak gösterilmeden kullanılamaz.



 – Kaynakça –

Amerikan Board’un İzmir’deki Faaliyetleri ve İzmir Uluslararası Kolej, Cenk Demir, 2014

A Potpourri of Sidelights and Shadows from Turkey, Alexander Maclachlan, 1938

International College Newsletters, Summer 2012, Part 2

International College Newsletters, Summer 2018, Part 18

International College Catalogue, 1931

A Missionary Among Turks: John Kingsley Birge, 1888-1952 (Life, Missionary Activities and Works)