İzmir'in çok şirin bir nahiyesi vardır. Trenle yirmi dakika mesafede bulunan bu sevimli nahiyeyi görmek ve gezmek insana ne kadar refahlık ve sevinç veriyor. Muhteşem ve nadide çam ve selvi ağaçları ile bezenen bahçeleri görmeye ve gezmeye sezadır (değerdir). 

Son zamanlarda İzmir Belediyesi ile Buca Belediyesi arasında çetin bir ihtilaf başgöstermiştir. Bu ihtilaf Buca ile İzmir arasında işleyen otobüs ve otomobillerden çıkmıştır. Hükümete giderek evvela nahiye müdürü Rıfat Bey'i, bilahara da belediyenin faal ve genç reisi Muzaffer Bey'i ziyaret ederek bu ihtilaf işi etrafında malumat istedim.

Belediye reisi dedi ki: ''Belediyemiz hududu dahilinde çalışan ve sahipleri Buca'da oturan otobüs, otomobil ve binek arabalarından rüsum (vergi) almaktadır. İzmir Belediyesi son zamanlarda bu vesaiti nakliye eshabını (sahipliğini) tazyik ederek İzmir Belediyesi'ne bağlı olacaklarını ve rüsumu da oraya vereceklerini bildirmektedir. Halbuki belediye kanununun ve belediye vergi ve resimleri kanunu mucibince vesaiti nakliyeden her belediye mahiye (aylık) muayyen (belirli) rüsumu almakla mükelleftir. Binaenaleyh (bundan dolayı) kanunlarla muayyen olan bu hak nasıl olur da İzmir Belediyesi tarafından nazarı dikkate alınmıyor.



3 Mart 1933, Milliyet